CİLT SAĞLIĞI İÇİN BİTKİLER
YAYGIN OLARAK KARŞILAŞILAN CİLT PROBLEMLERİNDEN ÖRNEKLER
ALERJİK EGZAMA
Belirtiler:
Akut egzama, derinin kızarması ve sıvı salgılamasıyla ortaya çıkan il tihaplanmadır.
Kronik egzama ise, daha az kızarıklık eşliğinde ve daha kuru bir ilti- haplanmadır ve sedef hastalığını andıran bir görüntüsü vardır. Bu de- ğişiklikler, derinin yüzeysel katmanlarındaki bir iltihap sürecine veya bazı dışsal etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar.
Dışsal etkenlerin etkisinde kalan bölgenin uzağında da egzama oluşa- bilir: Örneğin, eller bir kimyasal maddeden etkilendiğinde, egzama ba- caklarda oluşabilir.
Nedenler:
Metabolizma işlevlerindeki aksaklıklar ile süte veya başka maddelere karşı duyarlılıklar egzamaya neden olabilir.
Belirli bazı maddelerle sürekli ilişki içinde olmak ise “meslek egzama- larına neden olabilir: Fırıncılar, berberler, boyahanede çalışanlar, kim- yasal madde üretiminde çalışanlar bu duruma örnek gösterilebilir.
Ayrıca, az terleyen kuru derilerde egzama tehlikesi daha fazladır. Egzamalar genellikle bedenin nemli-sıcak bölgelerinde oluşur. Örne- ğin, dirsek ve diz kıvrımlarında, koltukaltında, kasık bölgesinde, ku- lak arkasında öncelikli olmak üzere, boyun, ense, el ve kollarda, çene, gözkapakları ve ayak tabanlarında egzama daha sık görülmektedir.
Ensede saçların başladığı bölüm özellikle çok duyarlıdır.
Akut ve kronik egzama, en sık rastlanan deri hastalıklarıdır.
Psikolojik gerçekler:
“Bu kişiye alerjim var!” Çok sık duyduğumuz bu açıklama, tıbbi eği tim almamış olanların bile, egzama gibi alerjik belirtilerle kişinin psi- kolojik durumu arasında hemen bir bağlantı kurmalarını anlaşılır kı- lar.
Heyecan ve kızgınlık gibi durumlar her hastalığı olumsuz etkiler, ama alerjik bünyeli kişilerde bu tür durumlar bedensel tepkilere ve hatta egzamalara yol açabilir.
Önemli:
Egzamaların gerisinde, organizmaya baskı yapan bir ağır metal veya kim- vasal çözücü madde zehirlenmesi olabileceği mutlaka düşünülmelidir.
Çözüm:
Sağlıklı kola veya bacağa uygulanacak banyoya 33 derece sıcak suyla başlanmalı ve 20 dakika içinde, sürekli eklenen sıcak suyla 40 derece sıcaklığa kadar çıkılmalıdır.
Banyodan sonra uzanarak dinlenmeye geçilir.
Uyarıcı etken maddelerden kaçınılmalıdır.
Meslek egzamalarında, tedavi olabilmenin başlıca şartı meslek değiş- tirmektir.
Öteki durumlarda ise kısa süreli koruyucu önlemler alınması yeterli olacaktır; örneğin, ev kadını egzamasında, astarlı lastik eldiven kulla- nılması yeterli olabilir. Elleri kimyasallardan, yani deterjanlardan koru- manın başlıca yolu budur. Ama lastik eldivenler sürekli olarak 15 da- kikadan fazla kullanılmamalıdır. Elde eldiven olduğunda bile çok sıcak su kullanılmamalıdır. Her kullanımdan sonra astarlı lastik eldivenler ters-yüz edilerek kurutulmalıdır.
İnek sütü: Ellerde, yüzde veya cinsel organlarda oluşan egzamalar ge- nellikle alerjik tepkilerden kaynaklanır; örneğin bebeklerde sıklıkla gö- rüldüğü gibi, inek sütü bu tür alerjik tepkilere yol açabilir. Egzama sı- kıntısı çeken herkes, süt ve süt ürünlerinden uzak durmalı, inek sütü yerine keçi sütünü veya bitkisel sütleri tercih etmelidir.
Şifalı bitkilerin içten kullanımı: Kullanılacak bitkiler kişilerin özelliklerine göre seçilmeli, sindirim işlevinde aksaklık olup olmadığı araştırılmalı, acı madde içeren, gaz söktüren, müshil etkisi olan ve idrar arttıran bit- kiler denenmelidir.
Karaciğer işlev bozukluğu söz konusu ise, safra kesesi ve karaciğer has- talıklarında kullanılan bitkiler etkili olabilir. Eğer böbrekler tam görev yapamıyorlarsa, idrar söktürücü bitkilerin kullanılması gerekecektir.
Ayrıca, sinir sistemini yatıştırıcı ve güçlendirici bitkiler de denenebi- lir.
Egzamanın içten tedavisinde başarıyla kullanılabilecek bitkiler şunlar- dır: Isırganotu, atkuyruğu, hindiba, sinirli ot, huş ağacı yaprağı, mayıs papatyası, andızotu kökü, böğürtlen yaprağı, altınbaşak, aynısefa, ya- pışkan otu.
Egzama İçin Örnek Karışım:
Isırgan otu,hindiba, altınbaşak, atkuyruğu, mayıs papatyası ve ezilmiş re- zene tohumu ince çekilmiş olarak eşit oranda harmanlanır.
Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 6-8 dakika demlendikten sonra süzülür. İçine bu bitkilerin tentürlerinden hangisi varsa 4 damla koyulur, çay- dan günde 3-4 bardak, aç karna veya öğün aralarında içilir.
ÜRTİKER (KURDEŞEN)
Ürtiker veya kurdeşen, alerjik bir hastalıktan kaynaklanan ciltte yükseltil- miş lekelerdir. Cilt reaksiyon gösterir. Çok kaşıntılıdır ve vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Ürtikerin giderilmesi için aşağıdaki seçenekler uy- gulanabilir:
İlk olarak, egzama ile aynı talimatlar izlenir.
İkinci olarak, 2 damla papatya esansiyel yağı bir fincan kabartma tozu içine koyulur, daha sonra banyo suyuna eklenir.
Üçüncü seçenek 10 ml. tamanu yağı ile 2 damla kâfur yağından olu- şan karışımı, cilde sürmektir. İlk önce cildin küçük bir kısmında de- nenmelidir. Reaksiyon yoksa, her seferinde az miktarda kullanılmalı- dır.
ARI SOKMALARI
Genellikle açık havalarda gerçekleşen arı sokmalarında çoğu zaman tıbbi tedavi olmaksızın evde yapılan müdahale yeterli olabilmektedir. Arı sokmaları sebebiyle vücut şişebilir ve nefes almak zorlaşabilir. Kişinin alerjisi yoksa, bir- den fazla arı sokmadıysa ve ciddi reaksiyon ortaya çıkmadıysa aşağıdaki re- çete uygulanabilir:
Birer damla lavanta yağı ve papatya yağı karıştırılarak bölgeye sürülür. Daha sonra üzerine buz kompres uygulanır. Arı sokmasından sonra uyanık olunmalıdır.
Alerji İçin Önerilen Bitkiler
Kırlangıç otu
Andız bitkisi
Huş ağacı
Isırgan otu
Çakşır otu
Şimdi alerjik reaksiyonlarda etkili olan bitki türlerini biraz daha yakından tanıyalım:
Bitki Adı: Kırlangıç otu
Bilimsel adı: Chelidonium majus
Yöresel isimleri: Temreotu (Bolu)
Bileşenleri: Alkaloitler (helidonin, homohelidonin, sangvinarin, helerit- rin, helirubin, helilutin, flavonoidler, saponinler, organik asitler (helidon, elma, limon, kehribar asitleri), eter yağı (%0,01), A vitamini (14,9 mg.), askorbik asit (171 mg. kadar). Kırlangıç otu, çiçek açtığı zaman alkaloit miktarı çoğa- lır (otunda %1,8, kökünde %1,9-%4, 14). Sütünde reçineli maddeler bulunur.
Kullanım parçası: Yer üstü yaprak ve çiçekleri.
Uygulama ve kullanım alanı: İdrar artırıcı, safra arttırıcı, müshil, yatıştı- rıcı, uyutucu etkilere sahiptir. Göz hastalıklarına karşı da kullanılmaktadır. Taze sütü haricen siğillere karşı kullanılır. Ayrıca gistamine karşı, ağrı kesici, safra söktürücü, yatıştırıcı olup iltihaplanmaya ve cilt hastalıklarına karşı da etkilidir.
Kullanım şekli: İnfüzyon veya dekoksiyon dahilen yemeklerden önce bir bardak, haricen göz banyosu şeklinde kullanılır. Taze bitkiden elde edilen süt, günde 2-3 defa siğiller üzerine sürülür.
Günlük alınması gereken miktar: En fazla 2 gramdır.
Uyarı: Yüksek miktarda kullanımı zehirlidir. Hayvanlarda, ölümle sonuç lanan, zehirlenmeler yapar. Uygun dozda kullanılmadığında taşıdığı alkoloit- ler nedeniyle karaciğerde toksin oluşturur. Karaciğer rahatsızlığı olanlar kul- lanmamalıdır. Hamilelik ve emzirme döneminde kullanılmaz.
Diğer kullanım alanları:
Kırlangıç otunun alkaloitlerinden biri olan helidoninin ağrı kesici ve yatıştırıcı özellikleri, afyonun alkaloitlerine (papaverin, morfin) bene zer. Bu alkaloit kasları gevşetir, yükselmiş tansiyonu düşünərfi
Kırlangıç otunun bir başka alkaloiti homohelidonin, novakalin gibi ağ- rıyı keser. Bitkinin alkaloitlerinden sangviritrin mikroplara karşı tesir- lidir; sinirden kaslara geçici uyarılmayı güçlendirir.
Kırlangıç otunun ekstresiyle kalın bağırsak polipozu ve çeşitli şişlikler tedavi edilir. Nedeni, bu bitkideki alkaloitlerin şişliklerin ilerlemesini durdurmaya yardım etmesidir.
Kırlangıç otundan ve kökünden alınan süt ile siğiller yok edilebilir. Bu- nun için, günde 1-2 kez süt sürülür, suyla yıkandıktan sonra temizlen- miş aletle siğil deşilir. Sonra siğilin içine süt günde 3 kez damlatılır.
Kırlangıç otu sütü ile vücuttaki çeşitli yara (temre) iltihap ve cilt has- talıklarını tedavi edilir.
Karaciğer, kalın bağırsak, romatizma hastalıklarında, kırlangıç otu çay şeklinde kullanılabilir.
Kronik cilt hastalıklarında; kırlangıç otu ve üç renkli ala çiçeği eşit mik- tarda (15 gr.) alınıp, üstüne 1 bardak kaynatılmış su ekleyerek, demle- dikten sonra, süzerek içilmelidir. Taze hazırlanmalıdır.
Banyo yapmak için; 1 litre suya 4 yemek kaşığı kırlangıç otu ölçü alınır. Cilt kanseri için şu merhem hazırlanır: Yeni çiçek açmış kılıç otu ile kırlangıç otundan iki parça, aynısefadan bir parça alarak, buna ayçi- çeği yağı eklenir. Bu yağ gazlı beze sürülüp, bu bez cilde yapıştırılır.
Kırlangıçotu saksıda da kolayca yetiştirilebilir ve her zaman taze özsu elde edilmiş olur.
Özsuyu Kullanımı:
Kırlangıç otunun portakal renkli özsuyu 20 değişik alkaloit maddesi içe- rir. Bu alkaloitlerin doğal bileşimi, virüs kökenli siğillere karşı çok etkilidir. Bitki özsuyunun mutlaka canlı bitkiden elde edilip siğilin üstüne sürülmesi gerekir. Genelde, 3-5 günlük bir tedavi sonucunda siğil yok olur ve bir daha
da ortaya çıkmaz.
İlkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde, bitkinin yapraklı ince bir dalı ko- parılır ve ucundan kırık bölgeye doğru sıvazlanarak, portakal renkli özsuyundal ucunda bir damla oluşturması sağlanır. Hemen özsu doğrudan siğilin üs- tüne sürülür ve etkilemeye bırakılır. Bu tedavi günde 2 defa tekrarlanabilir.
Egzamanın İçten Tedavisinde Başarıyla Kullanılabilecek Bitkiler:
Temel bir bitki karışımı şöyle olabilir: Isırgan otu, hindiba, altınbaşak, at- kuyruğu, mayıs papatyası ve ezilmiş rezene tohumu ince kıyılmış olarak eşit oranda harmanlanır.
Çay Reçetesi:
Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 6-8 dakika demlendikten sonra sü- zülür. İçine yarım veya bir tatlı kaşığı bitkilerin tentürlerinden eklenen bu taze demlenmiş çaydan günde 3-4 bardak, aç karnına veya öğün aralarında içilir.
HUŞ AĞACI
Bitki Adı: Huş ağacı
Bilimsel adı: Betula
Yöresel isimleri: Düzük, karaağaç, kadın otu.
Bileşenleri: Yaprakları eterli yağ, tanen, saponin, acı madde, betulabin, be- tuuloretin asit, reçine, C vitamini, dikarbon asit, mineraller (potasyum tuzları, kalsiyum); ağaç kabuğu betulin (huş kâfuru), betularesin asit, fitoserin, tanen, eterli yağ, reçine; katranı fenol ve kresol içerir.
Kullanım parçası: Kurutulmuş yaprakları, suyu, odunu, yaprak tomur- cukları veya ağaç kabuğundan elde edilen yağlar.
Uygulama ve kullanım alanı: Romatizma ağrılarını giderici, idrar sök- türücü, ödem atıcı etkileri vardır. Saç ve cilt sağlığı için de kullanılmaktadır. Özellikle harici olarak saç dökülmesi ve kepeğe karşı etkilidir.
Kullanım şekli: Çay, tentür, sıvı ekstre, kurutma.
Günlük alınması gereken miktar: Günlük en fazla 12 gramdır. Gün içinde dörde bölünerek kullanılabilir. Tentür dozu 2 damladır.
Uyarı: 12 yaş altı çocuklar kullanamaz. Uygun dozda kullanılmadığı za- man alerji, döküntü, kusma, ishal görülebilir. Etkisinin görülmesi için 2- 4 hafta kullanılmalıdır. Kalp veya böbrek bozukluklarına bağlı olarak ödem varsa da- hili olarak kullanılmamalıdır. Hamilelik ve emzirme döneminde kullanılmaz.
ÇAKŞIR KÖKÜ
Bitki Adı: Çakşır kökü
Bilimsel adı: Ferula
Yöresel isimleri: Çağşır, çaşır, çaşur, çavşır, haltit
Bileşenleri: Kökler nişasta, kateşik tanen, saponin, alkaloit, rezin ve uçucu yağ taşımaktadır.
Türkiye’de yetiştiği yerler: Orta ve Doğu Anadolu dağları ile Adana, İçel, Hatay bölgelerinde yetişmektedir.
Kullanım parçası: Kökleri. (F. elaeochytris Korovin türünün kurutulmuş kökleri kullanılır).
Uygulama ve kullanım alanı: Sindirim kuvvetlendirici, cinsel gücü artı- rıcı, kan hareketlendirici.
Kullanım şekli: Toz, sıvı ekstre, tentür.
Günlük alınması gereken miktar: Bu bitki geleneksel olarak kullanıma uygundur. Bu yüzden geçerli doz bilgisi yoktur.
Uyarı: Hamilelik ve emzirme döneminde kullanılmaz. Kan sulandırıcı ilaç- larla alınmamalıdır. Yüksek doz alındığında, baş ağrısı, dudaklarda şişme, is- hal yapabilir.
Diğer kullanım alanları:
Bitkinin kökleri toz edilip bal ile karıştırıldıktan sonra cinsel gücü art- tırıcı olarak kullanılmaktadır.
Ülkemizde 17 kadar Ferula (çakşır kökü) türü bulunmaktadır. Bunlar- dan bazılarının yaprakları suda haşlanarak acılıkları giderildikten sonra, bilhassa Doğu Anadolu’da gıda olarak kullanılmaktadır. Yumurta ile pişirilerek yenir veya turşusu yapılır.
Yaprakları Van bölgesinde hazırlanan ve “Otlu peynir” denilen peynirin içine konulmaktadır.
Estetisyen & Fitoterapist & Farkındalık Rehberi Burçin Üre Salnur