İçimizdeki Antagonistin bizi korumak adına takındığı tutum olarak tanımlayabilirim. Ancak sizin özünüzün hayrına olup olmayacağını yani yüksek versiyonunuza ulaşmanızı farkında olmadan engeller. Konforlu, temkinli alanda tutmak adına 1 ile 7 yaş arasında öğrendiği her şeyi kaydedip güven olarak nitelendiren egomuzda diyebiliriz. Diğer bir yandan sürüngen beynin kendini koruma şeklidir. Biraz daha detaylandırırsak; "Regülasyon Blokajı" Beynimizle sürekli evrensel bağlantıda olan tüm sistem, yoğun enerji kayıplarına neden olabilecek ruhsal, zihinsel veya bedensel çözümsüzlüklere karşı, enerji kaybını önlemek için regülasyon blokajları oluşturur. Bedensel blokajlar Zihinsel blokajlar Ruhsal blokajlar... Bu blokajların yarattığı asıl durum ve engel tamamen koruma adına aldığı tabu, dogma, inanç, reddetme ya da aşırı isteme durumları, tamamen istemediğimizi hayatımıza çekmemize sebebiyet vermektedir. Alanımızı da korumak adına bile olsa neyi tutarsak hayatımıza onu çekeriz . Bu sebeple alan, beden kabımız, zihnimiz ne kadar dikeyde kalırsa o kadar an da en yüksek versiyonumuza ulaşmamız için “An’ı korur. Hayatınıza gelen vesileleri ve işaretleri izleyin. Her durum, her olay ve her kişi sizi üst versiyonunuza taşımak için birer vesiledir. Mutlaka aynalama yapın🙏🏻 Benim yolculuğumda bana en güzel ayna iç benimle konuşmak oldu. Bunun içinde hayatıma beş yıl önce aldığım, tam da soruları yönelttiğim anda #innerspeak #jaas harika bir sistemle tanıştım. Soruların ve sorunun kaynağının tamamen ben de olduğunu anladım. Kilit de sensin anahtarı da, kapıyı kapatan da sensin kilitleyende ve en önemlisi açan da... Yüzyıllardır bilinç ve bilinçaltı ile ilgili sürekli araştırmalar yapılmaktadır. Son zamanlarda ilginin arttığı spritüal alanlarda ve çeşitli yollarla bilinç altına inerek bu travmaları temizlemeye çalışan onlarca sistem deneyimleniyor. İnnerSpeak sistemini, benim de deneyimimle "Yaşam içerisinde pusula olarak bizlere yol gösterici olarak nitelendiriyorum. Bu blog yazımda değineceğim konum ise; blokaj olarak adlandırdığımız durumlarım bilinç altı ve bilinç üstü aynı zamanda ego ile olan ilişkisine kısaca değineceğim. Dört ana başlıkta toplarsak eğer . Bilinç ,buzdağında oluşan kişiliğin görünen küçük kısmı . . Bilinçaltı ise detaylandıracağım kısaca kendini koruma adına tüm ilkel duygularla kodlama yapılan alan diyebiliriz daha detaylı açacağım. . Ego bilinçaltı ve dış dünyayla bir nevi arabulucu olarak çalışmaktadır. . Süper Ego ,öğrenebilen bir bölümdür. Toplum içinde yaşamamızı ahlaki kısıtlamaları ve mükemmelliği temsil eder. Şimdi detaylandıracağımız konu bilinçaltına gelelim. yaşamdaki tüm anıların deposu olarak düşünebiliriz. İlişkiler ve benzer şeyler arasında bağlantı grup kendini regüle eder. Yani düzenler. Bilinçaltına doğru yanlış diye bir kavram yoktur veri hakkında yorum yapmadan kayıt altına alabilir örneğin size kötü davranan Fatma isminde biri varsa tüm Fatmalarla ilgili negatif bir elektrik kaydı barındıra bilir. Ayrıca bilinçaltı rüyalarla kendini düzenler sıkışmış enerjileri ortaya çıkararak kendisini rahatlatır. Mesela hiç rüya görmüyorum görsem de hatırlamıyorum diyenler zaman zaman sabah kalktıklarında agresif olduğu gözlemlenebilir bir nevi rüya bilinçaltının deşarj noktasıdır. En önemli değineceğim nokta bilinçaltı sembollerle konuşur, bu yüzden tüm spiritüel çalışmalarda imgeleme önemli bir yer arz eder. Fark ettiğimiz bir konuyu imge haline dönüştürür o şekilde de ortadan kaldırmaya çalışırız. Bilinçaltı, kolektif bilinçaltı ile de bağlantılıdır. Sizlerin de belki bir çok kez duyduğu ortak alandan gelen dediğimiz tüm canlıların birbirine eterik kordonlarla bağlı olmasından kaynaklı kolektif bilincin oluşmasını sağlar. Bunun bize iyi ve kötü yansımaları olmaktadır. Hem birlikte yükselişe geçebileceğimiz gibi birlikte de düşüşe geçmemiz kolaylaşır. Aslına bakarsanız bilinçaltı oldukça ciddidir. Şakadan anlamaz, son derece sıkıcıdır. Bazen onu güldürmek, eğlendirmek gerekebilir. Hiç neşeli değilim, çok çabuk sıkılıyorum, mutlu değilim diyenlerin bilinç altlarında onları aşağı çeken çok inançlar olabilir. Bu kök inançların, farkında olmadan ısrarcı bir şekilde bilinçaltı oluşmasını istemektedir. Kişiye zarar verse bile ısrarına devam eder. Çünkü bilinçaltında doğru, yanlış, zararlı, zararsız gibi kavramlar yoktur. Sadece salt istek vardır. Bilinçaltımız uyumaz ve çalışmayı bırakmaz şuradan da anlayabiliriz. Dolaşım, boşaltım ve solunum tüm sistemlerimiz ona bağlıdır. Nasıl yaşama bağlayacak sistemlerimiz çalışmak için bizden izin istemiyorsa bu yüzden diğer tüm kayıtlar için de bizden izin istemeden bir şekilde titreşir ve arzuladığına ulaşır. Yaşamınızda mutlaka değiştireceğiniz şeyler için 21 günlük çalışmalar yapmalısınız. Hatta zihnin dosyaya kaydetmesini için +9 gün da eklenmelidir. Ben genelde danışanlarıma gelen çalışmalarda 21 + 9 olarak önermekteyim. Bilinçaltı farkında olmadan abartma özelliğiyle kişiye kaç ya da savaş sempatik ve parasempatik sinir sisteminde aşırı gereksiz korkuları on plana çıkartıp kişinin davranışlarına entegre anksiyete gelişmesine neden olabilir. Sürekli tekrar eden şeylere duyarlıdır. Bir düşünceyi veya duyguyu sürekli tekrar ettiğinizde en sonunda kaydı olur yani meditasyonlar, dua ya da mantralar bu anlamda etkinlik sağlar. Küçüklükte 1 ile 7 yaş arasında oluşan tüm kayıtlar iyi ya da kötü ben başarısızım, ben utangaçım, ben korkağım vb. gibi kodlar eğer temizlenmezse farkında olmadan çekim yasasında kullanılarak bu tarz olumsuzlukları kendine çekmeyi de ihmal etmez. İşte asıl tema burada başlıyor. Çekim yasasında bilinç üstünde neden bunlar benim başıma geliyor? bilinç altının farkında olmadan size bir mıknatıs gibi çektiğini buradan anlayabilirsiniz. Örneğin çocuklukta yaşadığı bir ihlalin sonucunda kirlenmişlik duygusunu tam tersi daha fazla temizlik takıntısı olarak dışa vurur. Bununla ilgili bir çok örneklendirme yapabiliriz. Toparlayacak olursak; hayatımızda ne kadar çok eğitim alırsak alalım ne kadar kendimizi yüzeyde iyileştirirsek iyileştirelim suyun dibine çöken tortuları temizlemedikçe bir mıknatıs gibi hayatımıza çekmeye devam edeceğiz. Bu yazımı şu paragrafla sonlandırmak istiyorum. Evren her zaman bizim yükselişe geçmemiz için bize işaretlerini gönderir ancak şu an olan "Bu durumdan nasıl kurtulabilirim?" sorularını yönetmeden bize çözümleri göndermez. Her zaman evrene soru soralım ve gönderdiği çözümleri ve tevafuk karşılaşmalarını değerlendirelim. Sizi sevgiyle öpüyorum yükselişe geçmeye...hep ve beraberce... ve bütünün hayrına olsun🙏🏻 Unutmayın ki yaşamda her şey bizim yükselişe geçmemiz ve yüksek versiyonumuza ulaşmamız için var olur. Negatif de pozitif de bizim için çalışır yeter ki görebilelim… Sevgilerimle, Burçin Üre Salnur