OZONUN TARİHÇESİ;
Tıpta ozon ilk defa 1 . dünya savaşında yaraların iyileştirilmesi amacıyla kullanılmaya başlandı. 1916 yılında Dr Wolff ozon gazı verilmesiyle mikrop kapmış ağır kötü yaraların iyileşmesinde hayret verici düzelmeler meydana geldiğini bildirmişti. 1925’de Profesor Wehrli İtalya’da hem ozon hem de ultraviyole tedavisini beraber yapmaktaydı. O zaman bu uygulamasına “kanın yıkanması” işlemi adı vermişti.
Ozon Tedavisi Nedir?
Atmosferin üst katmanlarında yer alan ve doğal bir kimyasal bileşik olan Ozon, 3 oksijen atomunun birleşmesi sonucu oluşan bir gazdır. İki atomlu normal atmosferik oksijenin yüksek enerjili hali olduğu için ‘’zenginleştirilmiş oksijen’’ olarak da bilinen ozon, güneşin yaydığı yüksek enerji yüklü ultraviyole ışınlara karşı koruyucu bir filtre mekanizması oluşturarak biyosferdeki biyolojik dengenin korunmasına yardımcı olur.
Özellikle son dönemlerde rutin yöntemlere yardımcı olarak sıkça tercih edilir hale gelen ozon tedavisi, oksijenin triatomik ve kararsız bir formu olan ozon kullanılarak uygulanır. Tedavide kullanılan ozon gazı, tıbbi ozon jeneratörlerinde saf oksijenden üretilmekle beraber bu üretilen ozon, daima oksijen ile karışım halindedir. Aynı zamanda ‘’oksijen terapisi’’ veya ‘’ozon terapisi’’ olarak da nitelendirilen ozon tedavisi, deri hastalıklarından enfeksiyona kadar birçok durum ve hastalığın tedavisinde, doktorların tavsiyeleri doğrultusunda etkili bir rol oynayabilmektedir.
Ozon Terapi Yöntemleri
Ozon tedavisinin çeşitli uygulama metotları bulunmaktadır. Bu uygulama metotlarından hangisinin gerçekleştirileceğine, hastayla ilgili gerekli değerlendirmelerin yapılmasının ardından karar verilmektedir.
Majör Terapi
Majör terapi, yapılan değerlendirmeler doğrultusunda belirli miktarda şişelere ya da medikal kan torbalarına alınan kanın ozonlanarak, tekrar dolaşıma verilmesi işlemidir.
Minör Terapi
Ozon minör terapi uygulamasında, vücudun ihtiyacına ve yapılan değerlendirmelere göre belirlenen miktarda kan ozonlandıktan sonra, kas içerisine enjekte edilmektedir.
Ozon minör terapi, alerjik rahatsızlıklar ve dermatolojik hastalıklar gibi pek çok durumda güvenle kullanılabilmektedir.
CİLT GENÇLEŞTİRMEDE OZON
Ozon, cildin doğal güzelliğini ve sağlığını koruyan ve yerine koyan eşşiz bir gazdır. Ozon terapisi cilt bozukluklarını maskelemez, doğal fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayarak kendini yenilemesini uyarır. Ozonun etki mekanizması cilt yenilenmesinde kompleks bir program içinde kullanıldığında görülebilir.
Anti Aging cilt gençleştirme, yaşlanma etkilerini önlemek için uygulanan bir tür tedavi şekli olup kişiye özel uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yaşlanmayı durdurmaya çalışmak, bunun yanında yaşlanma sürecini geciktirmek, anti-aging (yaşlanma karşıtı) uygulamasının ve tedavisinin temel unsurlarıdır.
Epidermis düzeyinde yaşlanma, çoğalan hücre sayısında azalma, epidermisin yorulması, keratin katmanında artış, elastikiyet kaybı ve epidermis deformasyonunda artış (kaz ayakları), daha derin kırışıkların oluşması şeklinde ortaya çıkar. Yaşlanmayla beraber bazı solunum enzimlerinin aktivitesinde ve sitokromoksidaz sentezinde azalma başlar ve bu da hücresel enerji yetmezliğine yol açar. Epidermis hücreleri kendilerini yenileyemez, elastin lifleri yorulur ve parçalanır ve sonuç olarak kırışıklıklar görülmeye başlar.
Ozon tedavisinin diğer kozmetik uygulamalar ve ürünlerden farkı cildin normale dönmesi, oksijenlenmesi, nemlenmesi, korunması ve yenilenmesini sağlayan organizmaya hem içten hem de dışarıdan çift yönlü etki etmesidir. Sadece geçici bir kozmetik etki yaratmaz, genel bir temizlenme, sıkılaşma ve sağlık kazandırır. Bu yüzden ozon tedavisi cildin bariyer, bağışıklık, su tutma ve yenilenme fonksiyonlarını düzeltmenin yanı sıra yapısını iyileştirmesine de izin veren devrim niteliğinde bir uygulamadır. Özellikle “cilt stresi” tanısı olan hastalarda ozon tedavisiyle hızlı ve fark edilir bir düzelme sağlanmaktadır.
Merkezimizde bu işlemi “ Genoxcide” markası ile uyguluyoruz.
Sağlıklı günler dileriz.
Burçin Üre Salnur
Sevgilerimle,
Burçin Üre Salnur