Zaman zaman hepimiz içimizde bir boşluk hissederiz; ne yapsak dolmaz, ne kadar uğraşsak susmaz o derin iç ses. Benim de içimde böyle bir çağrı vardı… Ne tam anlamıyla adını koyabildiğim ne de görmezden gelebileceğim bir şey. Ta ki suyla başka bir şekilde tanışana kadar.
Su hep hayatımdaydı, ama onunla bu kadar derin bir bağ kurmam Su Terapisi ile oldu. O gün anladım ki su sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da taşıyor. Ve o taşıyıcılığın içinde bizim hafızamız da var. Su, geçmişimizi, duygularımızı, niyetlerimizi, hatta henüz adını koyamadığımız tüm potansiyelimizi saklayabiliyor.
Bu Alanda Olmak: Şifaya Kanallık Etmek
Su Terapisi uygulayıcısı olmak, yalnızca bir yöntem öğretmek değil; bir frekansa, bir bilinç haline alan açmak demek. Her seans, suyla birlikte bir yoldaşlığa dönüşüyor. Danışanlarımın karşısında otururken aslında sadece orada olmuyorum; onların hücrelerinin, kalplerinin, suyla buluşan niyetlerinin tanığı oluyorum.
Bu bir terapi değil sadece. Bu bir geçit. Su aracılığıyla kendine yürüyen bir köprü. Ben de bu köprünün başında, ellerimde dua, kalbimde teslimiyetle duran bir yol göstericiyim.
Su Terapisi Hayatıma Ne Kattı?
Su bana önce dinlemeyi öğretti. Dışarıyı değil, içeriği… Sessizlikte ne çok şey söylendiğini…
Sonra sabrı öğretti. Her niyetin bir zamanının olduğunu…
Ve en önemlisi, su bana teslimiyeti hatırlattı. Kontrollü değil, akışta olmanın hafifliğini…
Her suyla niyetlenişimde, hem kendi içime hem de kolektife bir dua bırakıyorum. Bu çalışmalar sadece danışanlarımı değil, beni de dönüştürüyor. Her seans kendi içinde bir aynaya dönüşüyor. Bazen gözyaşıyla, bazen bir tebessümle… Ama hep derin bir temizlikle.
Danışanlarımda Gördüğüm Dönüşümler
İlk seansında konuşamayan, gözlerini kapatmaktan çekinen danışanımın birkaç seans sonra çocukluğundaki travmayı hatırlayıp onunla yüzleştiğini görmek…
Sürekli tekrarlayan döngülerde sıkışmış hisseden bir başka danışanımın, suyla yazdığı mektuplarla özgürleşmesini izlemek…
Bir başkasının, bedenindeki ağrıların hafiflediğini, iç dünyasında ilk kez huzurla tanıştığını söylemesi…
Tüm bunlar bana alan tutmanın, saf bir niyetle kanallık etmenin ne kadar kıymetli olduğunu tekrar tekrar hatırlatıyor.
Su ile Gelen Hatırlayış
Bazen kelimeler yetmiyor. Su, her şeyin ötesinde bir his. Onunla çalışmak, kendi derinlerimize dalmak ve orada unuttuğumuz bir parçayı yeniden bulmak gibi.
Bu yolculukta su bana sadece bir şifa aracı olmadı; aynı zamanda öğretmenim, yoldaşım ve en derin sırdaşım oldu.
Bu yazıyı okuyorsan ve içinde bir yer “Evet, ben de bu çağrıyı duyuyorum” diyorsa… Belki de senin de suyla buluşma zamanındır. Biliyorum, çünkü bir zamanlar ben de bu satırları arayan kişiydim.
⸻
Su seni duyuyor. Peki, sen onu duymaya hazır mısın?
Estetisyen & Fitoterapist & Farkındalık Rehberi Burçin Üre Salnur